Ben küçüktüm.Hafta sonu maç demekti.Yani babamla geçirdiğim en güzel vakitler.Anlamazdım pek futboldan ama babamın omuzlarında girerdim stada ya o yeterdi.
Babam gündüzleri çalışırdı, babam geceleri de çalışırdı. Sanırım benim babammütemadiyen çalışırdı.Çalışmadığı zamanlarda kahvede olurdu heralde ama ben kahvede olmazdım. Gün sayardım maçlara. Bir hafta içerde bir hafta deplasmanda olurdu.Deplasman vardı. Bazıları uzak bazıları yakındı. Yakın deplasmanlara bazen ben degiderdim. Pek anlamazdım ne yapıyorlar orda ama babamla birlikte bağırırdık ya o yeterdi.
Köfte vardı devre arasında. O zamanlar hazır köfte yoktu. Etin yağlı yerinden yapılırdı ki duman sarardı etrafı. Meşale dumanına karışır, etraf gözükmezdi. Sonra donmuşköfteler çıktı ki kalmadı o lezzet, o duman. O köfte çok lezzetliydi, o köfte en lezzetliydi.Ben anlamazdım pek maçtan. Keçi enveri izlerdim kenardan. Gol olunca herkes bir olurdu,birbirine sarıldı. Babam beni omuzlarına alırdı ya işte o yeterdi.
Formam vardı, atkım, berem vardı. Sadece maç günleri giyerdim onları, eskimesinler diye.İçeri girmek için sıradayken herkes beni severdi. Kaç gol atıcaz bugün diye sorarlardı. Babamla o gün aynı giyinirdik ya o yeterdi.
Ben küçüktüm. Hafta sonu futbol demekti. Futbol beraber sevinmek, beraber üzülmek demekti.Birbirine sıkıca sarılmak, atkının bir ucundan tutmak demekti. Futbol baba demekti...